1750 Adetten Fazla Türkiye'nin En Güzel Villa Modelleri İçin Resme Tıklayabilirsiniz..

Betonun Güzelliği

Betonun Güzelliği

Genç mimarlar şehirlerin görkemli yapılarını sevmek için çokça neden olduğunu söylerler.

Herkes beton yapılardan nefret eder mi?

Boston Belediye Binası gibi büyük, gri, agresif, güçlü yapılar… Aslında hayır.

Boston’da bir grup genç mimar Boston’un her nesil beton yapılarından övgüyle bahsediyorlar. 1950’lerin sonundan 1970’lerin ortalarına kadar süren yaklaşık 20 yıllık bu döneme Boston mimarisinin “güçlü” dönemi diyorlar.

Bir konuda kesinlikle haklılar. Sevin ya da sevmeyin, Boston kesinlikle beton çağı yaşadı. Tıpkı sömürgeci ve muhafazakar dönemleri gibi bu dönemi de lokal mimari dönemlerinden biri olarak kabul etme zamanı.

30’lu yaşlarının sonlarındaki mimarlar Mark Pasnik, Chris Grimley, ve Michael Kubo “over, under” diye isimlendirdikleri bir tasarım ekibiyle çalışıyorlar ve aynı zamanda yine South End’de bulunan “pinkcomma” isimli galeriyi işletiyorlar. Geçen sonbaharda pinkcomma’da daha sonra kitaba da dönüştürmeyi umut ettikleri “Heroic” isimli bir beton mimari sergisi düzenlediler. Böylece bu konuyu herkesin, Boston bölgesi mimarisinde ilgilendiği bir konu haline getirdi.

Sadece Boston ve Cambridge şehirlerinde “Heroic” kapsamına alınabilecek 154 yapıyı tanıttılar. Bugün “Beton Çağı” yapıları birçok basit sebeple yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya. Özellikle de bunların başında Başkan Menino’nun kurtulmasını umut ettiği döneminin önemli yapısı Belediye Binası geliyor.

Boston Mimarlar Topluluğu, senede bir verilen The Parker Medal ödülünü yılın en güzel yeni binasına verdi. 1964 ve 1976 yılları arasında 12 Parker ödülünden 11’i tümüyle betondan yapılmış yapılara verildi. Sadece 1971 yılında 28 State St.’de bulunan pembe granit kule bu düzeni bozdu.

Görkemli dönemin dikkate değer yapıları arasında ünlü Fransız mimar Corbusier’e ait Harvard’da bulunan Carpenter Center; I.M. Pei ve Araldo Cossutta’ya ait Hristiyan Bilim Merkezi; Kallmann, McKinnell ve Knowles tarafından yapılan Boston Belediye Binası; Benjamin Thompson’a ait Cambridge kentindeki Tasarım Araştırma Merkezi; Paul Rudolph imzalı Cambridge Caddesi’nde bulunan Hükümet Servis kompleksi; Holyoke Merkezi bünyesinde bulunan Josep Lluis Sert’e ait yapı kompleksleri ve son olarak da Green Earth Sciences Tower bünyesinde bulunan Pei imzalı MIT yapıları sayılabilir.

Boston ve Cambridge şehirlerinden başka hiçbir Amerikan şehri kaydadeğer beton yapılarıyla bu kadar böbürlenmez.

Neden mimarlar betona birdenbire aşık olurlar? Belediye Binası mimarlarından Michael McKinnell “Heroic” sergisi röportajlarında neden yapının dışında ve içinde tümüyle beton kullandığının açıklamasını yaptı. Betonu, süslenmiş mimari olarak isimlendirdiği genellikle taş ve tuğla ya da başka malzemelerle kaplanmış gözle algılanamayan çelik kirişlerle karşılaştırdı.

McKinnell: “Özellikle mimarinin özünü hissettirebilmekle ilgileniyoruz… Betonla inşa ettiğinizde aldığınız şey gördüğünüz şeydir. Beton bunu yapabilecek ve bizim en çok hoşlandığımız malzemedir. Eğer belediye binasını bu şekilde yapabildiysek, ışık düğmelerini bile betondan yapabileceğimizi düşünüyorum.”

Tıpkı rock müzik hayranları gibi mimarlar da kimi zaman klasik güzellikten uzak işlere hayran olurlar. McKinnell Belediye binası için Philip Johnson’ın yaptığı yorumu hatırlıyor: Kesinlikle hayret verici. Mükemmel olduğunu düşünüyorum, aynı zamanda da çirkin.”
McKinnell bu yorum için “Alabileceğimiz en iyi övgü olduğunu düşündük.” diyor.

Beton severler için beton pek çok iyi özelliğe sahip. Her şekil verilebiliyor, Pantheon gibi Roma anıtlarında olduğu gibi kalıcılığı simgeleyebiliyor. İnsan derisinde olduğu gibi hava koşullarının zaman içinde neden olduğu kirlenme ve aşınmalar betonun yaşı için ipucu oluşturuyor. 1960 Boston’ında beton geçmişle yenilenmiş bir şehir arasında planlanmış bir kesintiyi sembolize ediyor.

Rakiplerine rağmen beton dehşet verici de olabiliyor. Bunun nedeninin betonu, otoban rampaları, tüneller gibi estetik olmayan konstrüksiyonlarda kullanmaya meyilli olmamıza bağlıyorum.

Görkemli dönem aniden bitti. 1975 petrol ambargosu betonarme yapıları çok pahalı hale getirdi. Çelik üretimi çok daha hızlı ve ucuzdu. Eğilimler değişti. Boston geçmişe bağlılığından kopup geleceğe çevirdi yüzünü. 1976 yılından beri 30 Parker Medal ödüllerinden sadece 4 tanesi betondan yapılmış yapılara gitti.

Hepsini korumak aptallık. İtiraf edelim, Belediye Binası ortadan kalktığında hiç kimsenin onu özleyeceğini düşünmüyorum.

Fakat mimarlıkta da diğer sanat dallarında olduğu gibi, bir ilgisizlik döneminden sonra tekrar gündeme gelmenin eğlenceli bir yoluna sahip. The over under mimarları modernizmin içinde yeni ilgi alanları olabileceğini işaret ediyor olabilirler.

Şu an 1920’lerde modern hareketin oluşmasına katkı sağlamış bir Alman okulu olan Bauhaus Modern Sanat Müzesinde devam eden en kapsamlı sergilerden biri, öğrencilerin ve genç insanların Ikea’daki gibi modernist eşyalar ile dekore etmeyi tercih ettiklerine dikkat çekiyor.

Boston mimarlık tarihinde Beton Çağı kısa ve öz ama etkileyici bir dönemdi. Bunu benimsemek zorunda değiliz ancak tamamen de göz ardı etmemeliyiz. Bugün dönemin varlığını ve önemini kabul etmeli ve iyi ya da kötü olduğunun değerlendirmesini yapmalıyız.

Kaynak: Boston.com Yazan: Robert Campbell Çeviren: Tuğçe Şahin

Hakkında: SerMimar

SerMimar Kimdir? Osmanlılarda mimarbaşı, sermimaran-ı hassa. osmanlı hanedanının ve büyük devlet adamlarının yaptıracakları binaların projelerini yapmak ve bunların uygulanması için gerekli mimarları, teknik elemanları atamak, büyük kentlerdeki mimarları atamak, hassa mimarlarını yetiştirmek, kent ve kasabalardaki bütün mimar ve ustaların kayıtlarını tutmak sermimarın görevleri arasındaydı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir