İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) raporuna göre, 2011 yılında inşaat sektöründe büyümenin devamlı olması tüketici talebine bağlı. Bu minvalde ocak-şubat ve mart aylarında talepleri reaksiyona geçirecek adımların atılması gerekiyor. İMSAD’ın yayınladığı aylık inşaat sektörü değerlendirme raporunda 2010 yılı ele alındı, 2011’de tüketici talebinin önemine işaret edildi. Raporda yer alan tespitlere göre, geçen sene inşaat sektörü üretici temelinde iyi bir görünüm sergiledi.
Yatırım projelerine devam edilirken, üretim arttı. Bununla birlikte gayrimenkul satışlarının aynı seviyede seyretmediği görüldü. Daha önceki İMSAD Aylık Raporlarında belirtildiği gibi yatırımcının mevcut şartların en uygun şartlar olduğuna kanaat getirmemesi etkili oldu. Borsa ve faizin çekiciliğini yitirmesi yatırımcıların odaklandıkları alanın gayrimenkul olmasına imkan verdi.
Dolayısıyla oluşan bu ilginin gayrimenkul sektöründe patlama yaratması kaçınılmaz görülüyor. Bunun yanında satıcıların da bu fırsata tanık olup fiyatlama yaptıkları ve gayrimenkul piyasasında çok miktarda tok satıcının bulunduğu gözleniyor. Piyasanın denge fiyatının oluşum süreci geciktiği için piyasadan şu anda istenen verim elde edilemiyor. 2008 ve 2009 yılında daralan inşaat sektörü talep gücünü görerek harekete geçti, 2010 yılını yatırım için kullandı. Bu yatırımların kalıcı gelişimi için 2011 yılında talebin reaktif olması gerekiyor. Aksi takdirde biriken stokların bir sonucu olarak 2011 yılında inşaat sektöründe yatırımların yavaşladığı görülebilecek. Doğal olarak sektörde ivme kaybı beraberinde gelebilecek.
Bu sebeple özellikle tüketici talebini harekete geçirebilecek adımların 2011 yılının ilk çeyreğinde atılması gerekiyor. Türkiye’de İMSAD’ın öncülüğünde inşaat malzemeleri sanayisi bir tarafta iç pazardaki gelişmeleri yakından takip ederken, diğer taraftan ihracattaki başarının artarak devam ettirebilmesi için hedef dış pazarları izliyor. İnşaat sektöründe arz ve talebin sektörün her alanında etkin ve verimli bir şekilde buluşmasının sağlanması içinde bulunulan dönemde daha da kritik önem taşıyor.