Petkim’in 2009 yılı finansal sonuçları ile Socar&Turcas’ın yatırım stratejilerinin paylaşıldığı ve yeni kurumsal kimlik lansmanının yapıldığı basın toplantısında konuşan Yavuz, Socar ile gerçekleştirilen ortaklığın hammadde ile pazarı birleştiren sinerjiyi de beraberinde getirdiğini vurguladı.
Socar-Turcas Rafineri A.Ş.’nin vizyonunun rafineri sektöründe bölgesel bir güç haline gelmek, hedefinin ise 2014 yılında üretime geçerek Türkiye petrol ürünleri piyasasına arz dengesi getirmek olduğunu dile getiren Yavuz, Petkim’in sürdürülebilir büyüme ile 2018 yılında iç pazarda payını yüzde 40’a çıkarmayı hedeflediğini bildirdi.
Rafineri için Petkim’in Socar&Turcas’a Aliağa’da 1.350 dönüm arazi tahsisi yaptığını ve arkasından gerekli prosesleri başlattıklarını anlatan Yavuz, en önemli süreçlerden biri olan ÇED raporunu aldıklarını, diğer proseslerin olması gerektiği gibi ilerlediğini söyledi. Yavuz, “Rafineri yapmak noktasında rekor Hintli bir firmaya ait. Biz de bu rekoru egale edecek bir hızda rafineriyi yapmak ve 2014 yılında bitirmek istiyoruz” dedi.
Rafineri-petrokimya-enerji-lojistik entegrasyonunu sağlayacak yatırımın Cumhuriyet tarihinde tek noktaya yapılacak en büyük yatırımlardan biri olduğuna işaret eden Yavuz, şunları söyledi:
“2015 yılına kadar Petkim Yarımadasına yapacağımız 5 milyar doların üzerindeki yatırımla şirketin dünya liginde sınıf atlamasını sağlayacağız. Bu yatırımın büyük bölümünü 4 milyar dolar civarındaki yatırımla rafineri yatırımı oluşturacak. Liman ve diğer yatırımlarla birlikte toplam yatırım tutarının 5 milyar doları geçmesini öngörüyoruz. Bunun yüzde 35-40’ının özkaynak, geri kalanının proje finansmanıyla gerçekleşmesini planlıyoruz.”
“BU, BİR YERLİLEŞTİRME PROJESİDİR”
Kenan Yavuz, yatırımın Petkim’in ithal etmek zorunda olduğu 2 milyon tona yakın hammaddeyi yerlileştirmesini sağlayacağına dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Geriye kalanı da Türkiye’nin ithal ettiği 8 milyon tonluk rafineri ürünlerine dayanacak. Bu, Türkiye’nin cari açığına net katkı yapacak Türkiye’nin en önemli projelerinden biridir. Bu, bir yerlileştirme projesidir. Biz Petkim Yarımadasını bu ülkenin bir değeri olarak görüyoruz. Petkim Yarımadası, gelecekte Petkim ürünlerini kullanan müşterilerimizin üretim tesislerini yapabilecekleri bir endüstri parkıdır.”
Gelecekte nüfusa ve hammaddeye sahip ülkelerin öne çıkacağını ifade eden Yavuz, “Türkiye, genç nüfusu ve pazar potansiyeliyle bu ülkelerden biri. Ancak önümüzde şöyle bir durum var. Tüketim kabiliyetimizi kendi üretimimizle mi, yoksa ithalata dayalı bir yapıyla mı gerçekleştireceğiz? Yani pazarın kaymağını biz mi yiyeceğiz yoksa başkası mı yiyecek? Bu durum, bizim proje kabiliyetimize bağlı. Ben inanıyorum ki Türkiye’nin böyle 10 tane projesi olsa ne cari açık, ne istihdam problemi kalır” yorumunu yaptı.
“10 BİN ÇALIŞANI İSTİHDAM EDECEK…”
Yavuz, Petkim Yarımadasında 10 milyon tonluk rafineri, Petkim’de 6 milyon ton petrokimyasal üretim, 1 milyon TEU/yıl kapasiteli konteynır terminali ve entegre limanı, 1.500 dönüm lojistik ve terminal alana sahip, yan sanayi ile birlikte 10 bin çalışanı istihdam eden, yerli yabancı yatırımcıların yer aldığı bir kümelenmeyi hayata geçirerek “Avrupa’nın en önemli üretim merkezlerinden biri olmayı” hedeflediklerini vurguladı.
Soruları da yanıtlayan Yavuz, kriz döneminde Petkim’in KOBİ’lere yönelik bir banka gibi çalıştığını, borçlarına ve alacaklarına önemli destekler verdiğini söyledi.
Yavuz, ihracatta bu yıl 2009 seviyesi olan yüzde 26 seviyesini korumayı öngördüklerini bildirdi.
İran ile ticari ve iş geliştirmeye dayalı Socar&Turcas olarak ortak şirket kurmaya yönelik çalışmalar yaptıklarını ve şirket kurma aşamasına geldiklerini belirten Yavuz, bu işbirliği ile Petkim’in ihtiyacı olan ürünleri İran’dan daha ucuza getirmeyi planladıklarını kaydetti.
Kenan Yavuz, EPDK’ya Ceyhan’daki rafineri sürecini durdurduklarını resmen bildirdiklerini, şu anda önceliklerinin Aliağa’daki proje olduğunu ifade etti.