1750 Adetten Fazla Türkiye'nin En Güzel Villa Modelleri İçin Resme Tıklayabilirsiniz..

Winart Ahşap Pencere ve Kapı Sistemleri

Özcan Özen: “Öncelikli hedefimiz Türkiye’de bir yer edinebilmek, müşteri portföyünü oluşturabilmek ve daha sonra da yavaş yavaş yurtdışına açılabilmek. Bunların hepsini kademeli bir şekilde yapmak istiyoruz.“

– Sizi ve firmanızı tanıyabilir miyiz?
– Firmamız yaklaşık 4 yıl önce Murat Buda ve Osman Yavuz tarafından kurulmuştur. Türkiye’de kaliteli işcilik ve kaliteli malzeme eksikliği görülmüş ve bu açığı kapatmak amacıyla böyle bir işe girişilerek yaklaşık 2 milyon Dolar’lık bir yatırım yapılmıştır. Yatırım maliyetlerinden hiçbir zaman kaçınılmamıştır. Gerek Osman Bey gerekse Murat Bey sürekli yurtdışında bulunduklarından teknolojiyi çok yakın takip edebiliyorlar. Bu işin Avrupa’daki örneklerini görmüşler ve bunun ülkemizde de olması gerektiğine inanmışlar. Bu anlamda bizim fabrikamız gibi bir tesis olduğunu düşünmüyorum. Firmamız, İstanbul Hadımköy’de 3000m2 kapalı alana sahip fabrikasında üretimini sürdürmektedir. Bu alanın 1500m2’si imalathane, 1500m2’si ise tam otomatik boyahanedir. Firmamızın ağırlıklı çalışma alanı; muhtelif ebatlarda açılır ve sabit doğramalar, iç bükey, dairesel, kemerli ve çokgen doğramalar, paralel çekme ve kaldır sürmeler ve giyotin dediğimiz düşey sürmeler ve kış bahçeleridir. Ana merkezimiz ise Bayrampaşa’da bulunuyor, yapılanma çalışmalarımız içinde merkezimizi Hadımköy’e taşımak da var. Ayrıca üç, dört farklı noktada 25000 mtül stok yapabildiğimiz depolara sahibiz. Son teknoloji ne ise üretimimizde onu kullanıyoruz.

Tesisteki makinelerin değerleri yüz binlerce dolarla telaffuz edilebilmektedir. Fabrikamızda üretim el işciliği ile değil de tamamen teknolojik makinelerle yapılıyor. Tamamen seri üretim yapıyoruz. Günde 5 kişi ile 40 doğramayı çok rahat üretebiliyorum. Ayrıca otomatik boyahanemizde de günde 500 doğramayı rahatlıkla boyayıp teslim edebiliyoruz. Bütün bu yatırımlardan asıl amacımız; Türkiye Ahşap Pencere Sektörü’ndeki açığı kapatmak ve yurtdışına açılmaktır. Bu düşünce ile fabrikamızda kurucularımızın da desteği ile yeniden yapılanmaya giriştik. Öncelikli hedefimiz Türkiye’de bir yer edinebilmek, müşteri portföyünü oluşturabilmek ve daha sonra da yavaş yavaş yurt dışına açılabilmek. Bunların hepsini de kademeli bir şekilde yapmak istiyoruz. Biz, kademeli ve bilinçli bir şekilde emin adımlarla kurumsallaşarak büyümek istiyoruz. Ben alt kadrolarımı da düzenli bir şekilde oluşturmak istiyorum. İyi bir teknik kadro, iyi bir satış organizasyonu, yetişmiş insan gücü, iyi bir teknik destek ve servis ağı ile kurumsallaşmamızı gerçekleştirmek istiyoruz.

– Winart Pencere sistemleri hakkında bilgi alabilir miyiz?
– İmalatımız Alman IV68 normunda yapılmaktadır. Yani Almanların DIN Standartlar’ında üretim yapıyoruz. İki çeşit malzeme kullanıyoruz. Bunlardan biri meranti ağacı- Endonezya kökenli tropikal bir ağaç- sert iklim koşullarına oldukça dayanıklıdır. Diğer hammaddemiz de 1. sınıf çam, tamamen budaksız, pürüzsüz çok temiz bir malzeme. Bu malzemelerin hepsi Almanya üzerinden bize geliyor. Almanya’da kurutuluyor, emprenye ediliyor, lamine ediliyor ve direkt Almanya üzerinden biz bunu alıyoruz. Avrupa’da ahşap pencere konusunda Alman teknolojisi gayet ileri, bizler de bu konuda onların yolundan gidiyoruz. Pencerelerimizde kullandığımız aksesuar; alüminyum damlalıklar, denizlikler, fitiller, kullandığımız mekanizmalar da dahil olmak üzere hepsi Almanya’dan ithaldir. Yerli mal kullanmıyoruz. Genellikle Alman firmaları ile çalışıyoruz. Mesela G-U, Aubi, Zigana, Rota ile çalışıyoruz. Çalıştığımız firmalar işlerinde güçlü firmalar, ürettikleri malın arkasında duruyorlar. Genelde 10 yıl garanti veriliyor. Biz de gönül rahatlığı ile müşterilerimize bu aksesuarları kullandığımız pencerelerimizi sunabiliyoruz. Pencerelerimizde kullandığımız ahşabın garantisi Almanlar tarafından 30 yıl olarak veriliyor. Biz pencere üzerine uygulamış olduğumuz yarı şeffaf boyanın da 3-5 yıl ara ile yenilenmesini istiyoruz. Boya 3-5 yıl ara ile yenilendiğinde pencerelerimizin garantisi ömür boyudur. Malzeme artık evladiyelik bir malzemedir.

– Türkiye’de diğer ahşap yapı malzemelerinin üretiminde olduğu gibi ahşap pencere üreticilerinin de hammadde sıkıntısı yaşadığını biliyoruz. Teknolojinin ithal edilmesinin ardından hammaddenin de tamamen ithal edilme sebebi yaşanılan hammadde sıkıntısı mıydı?
– Öncelikli hedefimiz kaliteli malzeme kullanmak ve kaliteden ödün vermemekti. Türkiye’de şu anda çok kaliteli malzeme bulmak oldukça zor. Makine parkurumuzdaki makineler çok kaliteli, kullandığımız ürünler de çok kaliteli. Müşteriye kesinlikle kaliteli bir ürün sunma gayreti içindeyiz. Bu sebeple doğrama malzemelerimizi Almanya’dan getiriyoruz. Bizlere verilmiş olan garanti de malzeme kalitesinin bir göstergesi.

– Üretimlerinizin tamamında hammadde ve yarı mamül hatta kullanılan aksesuarlarınız bile ithal, bu maliyetlerinize nasıl yansıyor? Winart’ın Türkiye ahşap pencere sektörü içindeki yerini değerlendirebilir misiniz?
– Ülkemizde ahşabın kullanımı yıllar öncesine dayanıyor. PVC ya da alüminyum bu yüzyılın ürünleri. Şu anda bu ürünler ekonomik ve yaygın olmaları sebebiyle altın çağlarını yaşıyorlar. Biz her zaman şunu savunuyoruz; ahşap sağlıklı, doğal, estetik bir malzeme. Türkiye’de kaliteli ahşap açığı bir hayli fazla fakat bizim en büyük sıkıntımız üreticilerin bilinçsiz olması, tüketicilerin sorgulamaması. Biz bu açığı kapatmak istiyoruz. Bunun için de sürekli müşterilerimizle görüşüyoruz. Reklam çalışmaları ile ürünümüzün farkını anlatmaya çalışıyoruz. Biz öncelikle son kullanıcıya değil de bu işe aracı olan mimarlara, müteahhitlere ulaşmayı, onları bilinçlendirmeyi istiyoruz. Elbette ki malzemenin kaliteli ithal bir malzeme olması maliyetlere yansıyor. Biz asgari karla üretim yapmaya çalışıyoruz fakat inebileceğimiz belirli bir rakam var, daha fazlasını inemiyoruz. Çünkü malzemelerin bize geliş maliyetleri belli. Türkiye’de çok kalitesiz malzemelerle üretim yapılıyor. Bizi kalitesiz malzemelerle kıyaslamaya çalışmak üzücü. Zaten bilinçli tüketiciler aradaki farkı çok rahat görebiliyor. Bu piyasadaki yerli ve ithal otomobiller arasındaki fark gibi. Bizim ürünümüzün de ABS’si, hava yastığı vs’si var. Pencere sistemlerimizin ABS’si; uzun ömürü, mekanizması, kullanmış olduğumuz ithal extra damlalıklar- bu ısı köprüsünü engeller-, fitillerimizin kalitesi, kullanmış olduğumuz boya, özellikle üzerindeki boyanın 3-5 yıl ara ile yenilenmesi ile ömür boyu süren kullanıma ulaşılmasıdır. Bu süre malzemenin renginin koyu ve açık olması ile de değişiyor. Renk koyu ise boyama periyotlarının arası açılabiliyor, renk açık ise bu süre daralabiliyor. Boyanın yenilenmesi için önerdiğimiz 3-5 yıl çok sert iklim koşulları için- çok sıcak ve çok soğuk için- geçerlidir. Ayrıca pencerelerimiz için senede bir kez uygulanan, yüzeydeki boyanını ömrünü uzatan temizleyicilerimiz var. Temizleyicilerimizin uygulanması oldukça kolay, bir süngerle, bir bezle silerek temizleme yapılıyor. Bu da boyanını ömrünü arttırıyor. Bunu da müşterilerimize tavsiye ediyoruz. Bence insanların ahşabı seçmelerinin bir nedeni de boyanabiliyor olması. Çünkü; ben müşterilerime her zaman şunu söyleyebiliyorum; ahşabın içini ve dışını farklı boyayabilirsiniz. İnsanlar yaşadıkları ortamlarda birkaç yılda bir dekorasyon değişikliği yapmayı istiyorlar. Ahşabın rengini değiştirmeniz mümkün. Ben bunun ahşabın seçilmesinde diğer özellikleri ile birlikte önemli bir seçim kriteri olduğunu düşünüyorum. Başka bir malzeme yaptırsanız, bir PVC ya da alüminyum pencere doğraması yaptırmış olsanız onu boyamanız, renginin değiştirmeniz imkansız. Ne yapacaksınız? Doğramayı değiştireceksiniz çünkü bunlar fırın boya yapılmış, kaplama yapılmış malzemeler. Ahşabın rengini istediğiniz zaman değiştirmeniz mümkün. Biz müşterilerimize bu desteği de sağlıyoruz. Müşterilerimiz birkaç yıl sonra isterse pencerelerinin rengini bir ücret karşılığında değiştirebiliyorlar. Bizim için müşteri memnuniyeti önemli. Müşterilerimizin memnun olmasını en üst hedef olarak para kazanmayı ise daha alt sıralarda tutuyoruz. Biliyoruz ki müşterimizin memnuniyeti bize en büyük kazançtır. Memnuniyet bize zincirleme şeklinde gelişmiş bir müşteri portföyü sağlayacaktır.

– Winart’ın 2003 yılı hedefleri nelerdir? Bu hedeflerden şimdiye dek ne kadarını gerçekleştirebildiniz?
– Bir bayilik ağı kurmayı hedefliyoruz, şu anda çok yoğun talepler var. Bayilik çalışmalarımızda oldukça seçici davranıyoruz. Çalışacağımız insanların bizler için doğru insanlar olmalarını istiyoruz. Doğru bir seçim yapmak istiyoruz. Seçmiş olduğumuz partnerle yıllarca beraber çalışmak istiyoruz. Benim kişisel fikrim bayiliklerimizin bölgesel olması. İzmir, Denizli, Antalya, Adana gibi düşünüyorum. İstanbul için de bir ya da iki bayilik düşünüyorum. Bunlardan biri Avrupa yakasında diğeri ise Anadolu yakasında olabilir. Bayilik ağı bizim işimizi biraz daha kolaylaştıracak. Bunun için de bayilerimizin doğru insanlar olması, bizler gibi paradan çok müşteri memnuniyeti ilkesini benimsemiş insanlar olması lazım. Böyle insanlarla çalışmak istiyoruz. Belirttiğim gibi çok fazla talep var. Önümüzdeki günlerde bu talepleri değerlendirip bayilik sözleşmelerini de imzalamak, sistemli bir şekilde büyümeyi istiyoruz. Talepler sadece yurtiçi ile sınırlı değil, yurtdışından da özellikle Türki Cumhuriyetlerden, Arap Ülkeleri’nden ve Avrupa’dan özellikle Yunanistan’dan ciddi talepler var. Bunları da değerlendirerek yurtdışına da bayilikler vermek istiyoruz.

– Winart’ın 4 yıllık kısa geçmişinde imza attığı projelerden bahseder misiniz?
– Winart, ayağa kalktı ve yeni yeni adımlar atmaya başladı. Bizim yoğunluklu olarak projelerimiz şu ana kadar son kullanıcıya hitap etti. İstanbul’un pek çok tanınmış sitesinde, otelinde projelerimiz var. Özellikle restorasyon projelerinde iddialıyz. Çünkü kullanmış olduğumuz meranti ağacı çok dayanıklı bir ağaç. Bu sebeple hem dış cephe kaplaması hem de pencere doğraması için özellikle de giyotin doğramalar için çok uygun bir malzeme. Bizim iddialı olduğumuz doğrama tiplerinden biri de düşey sürme dediğimiz giyotinler. Çünkü eski yapılarda yıllarca giyotin pencere tercih edilmiş. Biz bunları da her zaman yapmaya adayız. Giyotin pencereli bir çok proje gerçekleştirdik. Özellikle konut ağırlıklı çalışmalar yapıyoruz. Çalışmalarımız Bodrum’da, İzmir’de, Çanakkale’de de var. Yurtdışı ile de çalışmalarımız var. Dubai’den ciddi talepler alıyoruz. Rusya, Ukrayna, Lübnan, Libya ve Azerbaycan’a ürün gönderiyoruz.

– Winart ahşap kapı sistemleriniz hakkında da bilgi alabilir miyiz?
– Biz aslında ağırlıklı olarak pencere sistemleri, kepenk sistemleri, giyotin sistemleri üzerine çalışıyoruz. Standart seri bir kapı üretimimiz yok. Kapılarda özel siparişler üzerine üretim yapıyoruz. Kapılarımız tamamıyle masiftir. Kaplama kapı kullanmıyoruz. Bir projede tüm pencereleri yapmışız, müşteri, kapılarımızı da yapın dediği zaman üretim yapıyoruz.

– Sizce, Türkiye Ahşap Pencere ve Kapı Sektörü önümüzdeki günlerde nasıl bir yol izleyecek?
– Şu anda ahşabı sadece seven insanlar tercih ediyor. Özellikle pencere doğramalarında insanlar ekonomik göründükleri için ya da daha kısa sürede yaptırabildikleri için PVC ve alüminyumu tercih ediyor olabilirler. Bu nedenle Türkiye’de ahşap kullanımı çok düşük. Avrupa’da özellikle Amerika’da bu rakam % 95 ahşap lehine. Ahşabın önemini bu insanlar çoktan kavramışlar ki evlerinin neredeyse tamamını ahşaptan yaptırıyorlar. Doğru reklam çalışmaları ile doğru insanlara ulaşarak ahşabın niçin kullanılması gerektiğini anlatabilirsek, ahşabın yaşayan bir malzeme olduğunu, üzerine kullanmış olduğunuz boyanın dahi insana zarar vermediğini anlatabilirsek, insanların diğer ürünlerden uzaklaşacaklarını biliyorum. Bizim ilk hedefimiz de bunu sağlamak. Ahşap Sektörü bence müşterisine yavaş adımlarla ulaşıyor ve müşteri portföyünü geliştiriyor. Üretici firmanın kalitesi de bunda en önemli etken. Üretici firmanın kullanmış olduğu malzemenin ve işciliğin kötülüğü insanların bu sektörden uzaklaşmasına sebep oluyor. Doğru üreticiler, doğru üretimler olduğu sürece sektörün de emin adımlarla daha da ilerleyeceğine inanıyorum. Ahşaplı günler diliyorum.

Hakkında: SerMimar

SerMimar Kimdir? Osmanlılarda mimarbaşı, sermimaran-ı hassa. osmanlı hanedanının ve büyük devlet adamlarının yaptıracakları binaların projelerini yapmak ve bunların uygulanması için gerekli mimarları, teknik elemanları atamak, büyük kentlerdeki mimarları atamak, hassa mimarlarını yetiştirmek, kent ve kasabalardaki bütün mimar ve ustaların kayıtlarını tutmak sermimarın görevleri arasındaydı.

Ayrıca...

Marmara Denizi’nde Deprem İçin Radon İncelemesi

TÜBİTAK, Marmara Denizi'nde depremi önceden kestirmek için Türkiye genelinde çeşitli noktalarda radon gazıyla inceleme yapacak

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir